Abacı ve Budak Ailelerinin ismiyle anılan bu yapılar bütünü yer, eklektik bir mimariye sahip olup Bizans (Dogu Roma) döneminde pagan bir tapınak üzerine kurulduğu düşünülmektedir. 2018 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında Güneydoğu bölümündeki avlunun altında Pagan tapınağına ait olabileceği düşünülen mimari ve arkeolojik ögeler ortaya çıkarılmıştır. Yapılan restorasyon ve arkeolojik calışmalarda oldukça büyük bir yapıya ait yekpare taş kapı (Stamion Limina) bulunmuş ve aslına uygun onarılmıştır. Avlunun yaklaşık 170 cm altında açığa çıkarılan, bu döneme ait portaller (mimari giriş öğeleri), su kanalları, sütun blokları, sütun kaide ve başlıklarna ulaşılmıştır. incelenen bu yapılar ve mimari bölümler stratigrafik olarak incelendiğinde çok katmanlı bir bölge olduğu ve muhtemelen V. ve ya VI. yüzyillara ait bir yapının son kalıntıları olmalarıdır. Su kanallarının "58 Meydanı'" diye tabir edilen yere dogru uzadığı anlaşılmakta ve muhtemelen hamam ve ya diğer kompleks yapılarla ilişkisi olduğunu göstermektedir. Su kanalları parçalarının bolca ele geçmesi yakınlarda bir su kaynağının olduğunu açıkça ifade etmektedir. Bu bölgenin antik çağlarda birçok benzer yapılar içinde barındırdığı, meydanın batısındaki Aziz Petrus Ve Aziz Paulus (Kadim Süryani Kilisesi V.yy.) günümüze ulaşan büyük bir kilise olup eklektik bir mimariye sahiptir. "'Müzepotamya" adında turizm tesisi olarak hizmet verecek olan bu yapılar bütünü, yerin üç avludan oluştuğu, icinde su kuyularının olduğu bir yer olması, zamanla ortaçağda klasik bir Urfa ev mimarisine devşirildiğini göstermektedir. Yapı, diğer urfa yapılarindaki gibi kesme ``Kalsiyum Kalker Taşı'" ile yapılmış ve uzun yıllar Urfalı ailelerce kullanılmıştır.